Antik Galata&Karaköy


Galata, günümüzdeki ticari önemini, Bizans döneminde, Ceneviz ve Venedik kolonisi olduğu zamanlarda kazanmıştır. 12.yüzyılda kazandıkları ticari ayrıcalıkları, 4. Haçlı Seferiyle gelen Latinlerin işgali sırasında gelen Venediklilere kaptırdılar.

Bizanslıların 1261 yılında Konstantinopolis’i tekrar ele geçirmesiyle birlikte Galata Bölgesi’ne yerleşen Cenovalılar, kendilerine izin verilmemesine karşın, kolonilerini surlarla çevirerek kendilerini korumaya aldılar. Galata Kulesi, bu surların en üst noktasındaki gözetleme amaçlı kuledir.

Karaköy, Antik Galata’nın modern adı olarak karşımıza çıkar. Karaköy ya da Antik Galata, tarih boyunca bir liman ve ticaret merkezi olma özelliğiyle ön plana çıkmıştır. Bankaları ve iş hanlarıyla ünlü en eski ticaret merkezlerinden biridir.

Karaköy bölgesi 19. yüzyılda Galata bankerlerinin, bankalarının ve sigorta şirketlerinin toplandığı bir merkezdi. 19. yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı Devleti’nin bankerlerinden borç aldığı finans merkezi haline gelmişti.

Antik Galata

Karaköy, Bizans zamanından beri bir liman alanına sahip olup, günümüzde de İstanbul’un dünyaya açılan en önemli kapılarından biridir. Bölge, kendisini çevreleyen semtlere Karaköy Meydanı’ndan bağlanır.

Güneybatıdaki Galata Köprüsü, Karaköy’ü Eminönü’ne bağlar. Tersane Caddesi ile batıda Azapkapı’ya, Voyvoda ya da Bankalar Caddesi ile kuzeybatıda Şişhane’ye, Yüksek Kaldırım Caddesi kuzeyde Beyoğlu’na, Kemeraltı ve Necatibey Caddesi kuzeydoğuda Tophane’ye açılır.

Biz, öncelikle Galata Köprüsü ve Karaköy ayağında bulunan meydanı, yapıları ve bağlantılarını tanımaya çalışalım.

Galata Köprüsü ve Karaköy ayağı

Galata Köprüsü’nün Karaköy’deki bağlantı ayağı, trafik akışı ve tramvay güzergâhı ile yeni ve hareketli bir görünüme sahiptir. Bu hareketli ve karmaşık yapı içerisinde, Karaköy Meydanının en güzel taraflarından biri, meydandan karşıya, Tarihi Yarımada’ya doğru bakmaktır. İstanbul’un dillere destan siluetinin karşımıza çıkmasını sağlar.

Galata Köprüsü Karaköy’ü, Eminönü’ne ve Osmanlı Padişahlarının 600 yıl, Bizans İmparatorluğunun 1 000 yıl konuk olduğu Tarihi Yarımada’ya bağlar.

Antik Galata

Köprünün Eminönü ayağının solunda Valide Hatice Turhan Sultan Camisi ve külliyesi içerisinde olan Mısır Çarşısı, sağında ise bütün haşmetiyle Mimar Sinan’ın kalfalık eserim dediği Süleymaniye Camisi ve Külliyesi yer alır.

Galata Köprüsünün üstü balık tutanlarla cıvıl cıvıl dır. Eminönü’ne yanaşan şehir hatları gemileri ortamı renklendirir.

Köprü altından aniden çıkan bir römorkör sizi eski yıllara götürürken, Kadıköy’e çalışan dolmuş motorlarının yanı sıra Haliç’e giriş çıkış yapan diğer tekneler de önünüzden geçer giderler.

Köprünün Karaköy ayağında oturacak çeşitli meyhane, restoran, fast food türü büfeler, nargileciler de vardır. Köprü altı ise bambaşka bir dünyadır ve uzun bir yazının konusudur.

Galata Köprüsü’nün Karaköy bağlantı ayağının altında, toprak seviyesinin altında da bir başka dünya yaşanır. Karaköy alt geçidi ve çarşısı apayrı bir dünya ve ticaret merkezidir.

Hem taşıt ve tramvay, hem de yaya trafiğinin çok yoğun olduğu bu bölgede İstanbullu Karaköy alt geçidini kullananarak taşıt trafiğinden kurtulur.

Tersane Caddesi’nden gelenler; tramvay istasyonuna, Necatibey Caddesi tarafına ve Karaköy rıhtımına bu geçit ile geçer dururlar.

Karaköy alt geçidi, deniz seviyesinin altına inildiği ender yerlerden biridir. Telefon, butik, parfüm, bahçe malzemesi, müzik seti, televizyon ve aklınıza gelen her şeyi satanlarla doludur.

Panaromik bir gezinti yaptığımız Karaköy alt geçidinden Tersane Caddesi’ne çıkalım ve Azap Kapı’ya doğru kısa bir yolculuk yapalım.

Tersane Caddesi-Perşembe Pazarı

Perşembe Pazarı Caddesi olarak da bilinen Tersane Caddesi, taşıt ve insan trafiğinin en kalabalık olduğu caddelerden biridir. Haliç’e paralel olarak yapılmış olan cadde ve çevresi Unkapanı’na doğru alet edevat, hırdavat, banyo, mutfak aksesuarları satanlarla doludur.

Dükkânlar, çarşılar, işporta tezgâhları, ilginç testereler, tornavida, matkap uçları, çekiçler, klozetler, mutfak dolapları, kilit çeşitleriyle göz doldurur. Banyo küvetleri de vardır, iş eldiveni, tel kafesler, kürek sapları da. Kısacası her eve lazım bir şeyler mutlaka bulunur, üstelik zevke ve isteğe uygun çeşitleri de boldur.

Perşembe pazarı adıyla bilinen Haliç’e paralel diğer sokaklara da girilirse, hiç aklınıza gelmeyen pratik ev malzemelerine de rastlama olanağı vardır. Hırdavatla işiniz yoksa elektrik ve elektronik aletler için de bu caddeye gelebilirsiniz. Buradaki dükkanlarda kesenize uygun aspiratör çeşitleri, lambalar, aplikler, büro malzemeleri, deniz malzemeleri, şişme botlar ve olta takımlarının her çeşidini bulabilirsiniz.

Tersane caddesi üzerindeki yolculuğunuzu Azap kapıya doğru sürdürürseniz, sağda Perşembe Pazarı Caddesi içerisinde Arap Camii karşınıza çıkar. İstanbul’un fethi için gelen Emevi Kumandanlarından Mesleme Bin Abdülmelik tarafından 715 tarihinde yapılmıştır. Mesleme ve ordusu İstanbul’da kalmış oldukları yedi sene içinde burada ibadet etmişlerdir.

1232 tarihinde Dominiken papazları tarafından sivri külahlı minare olarak görülen ön kulesi yapılmış ve kiliseye çevrilmiş. İstanbul’un fethinden sonra, 1475 yılında yeniden camiye dönüştürülen bu eser günümüze dek bir çok onarmalar ve eklemeler görmüştür.

Karaköy Antik Galata
Karaköy Antik Galata

Tersane Caddesi’nde Azapkapı’ya ve Atatürk Köprüsü’ne kadar ilerlersek; sağ tarafta Şişhane yokuşundan Şişhane Meydanına ulaşırsınız. Sol tarafta ise Saliha Sultan Meydan Çeşmesi ile Mimar Sinan’ın eserlerinden biri olan Sokullu Camisi karşımıza çıkar.

Azapkapı’daki Saliha Sultan Çeşmesi 18’inci yüzyıla ait meydan çeşmesi ve sebil birleşiminin en güzel örneklerinden biridir.

Bir cevap yazın