Tarım Devrimi’nden önceki dönemde, hayvanların aşırı biyolojik çeşitlilik göstediği Afrika savanasında avlanmaya çıktığımızı varsayalım.
Elimizdeki balta ya da yay ve oklardan oluşan silahlarımızla dolaşırken, çalılıklar arasından aniden karşımıza çıkan kaplan bedenimizde, ‘’Kaç ya da Savaş’’ kimyasallarının akışı tetikler.
”Kaç ya da Savaş” koşullarında kanımıza, ani ve çok hızlı tepki vermenizi sağlayan bir hormon olan adrenalin adeta boca edilir ve bedenimizin her köşesine yayılır.
Boca edilen Adrenalin de diğer yüzlerce kimyasalı tetikleyip, bedenimizdeki hemen her organın ve kasın biyolojik etkinliğini değiştiren dalgalara neden olur.
Sonuçta, bedenimizde iki önemli etkinlik gerçekleşir.
Birincisi ve en önemlisi, ölüm sinyalleri alan Fiziksel Beynimiz, bedenimizdeki acil durum güçlerimizin devreye sokar.
Böylelikle fiziksel güç, görüş keskinliği ve zihinsel odaklanma maksimum düzeye ulaşır ki savaşalım ve hayatta kalalım.
Kanımıza karışan adrenalinle bedenimizde gerçekleşen etkinliklerden ikincisi ve daha ilginci ise savaşmak için gereksiz güçlerin tümünün devre dışı kalmasıdır. Öyle ki,
*Bedenimiz ve beynimiz yalnız tehlikeye odaklanır.
*Midemiz, bağırsaklarımız ve böbreklerimiz çalışmalarını durdurur.
*Karaciğerimiz kanımızı temizlemeyi durdurarak, savaş için gereken ekstra enerjinin karşılanması için şeker stoklarını doğrudan kan dolaşımına boşaltır.
*Bağışıklık sistemimiz, kanser hücreleri de dâhil olmak üzere, arka plandaki bütün denetlemelerini bırakır. Karşılaştığı yoğun savaş travmasıyla başa çıkmaya çalışır.
*Beynimiz, o ana odaklandığı için, uzun vadeli düşünmeyi, hafıza geliştirmeyi ve diğer düşünsel faaliyetleri bir tarafa bırakır.
*Kaç ya da Savaş durumlarında bedenimizdeki kas yapımı, kemik yapımı, kan damarı yapımı ve kan damarı onarımı gibi bütün faaliyetler sona erer.
Kısacası, ölüm kalım durumları olan ”Kaç ya da Savaş” durumlarında, her bir enerji ve güç kırıntısı, uzun vadeli olandan acil olana ve alt yapıdan hayatta kalma çabasına doğru yön değiştirir.
”Kaç ya da Savaş” durumları süreklilik kazanırsa biyolojik yapımızın %80’i çöker. Bilim adamlarınca böyle bir çökme olayı DEPRESYON olarak tanımlanmaktadır.