Galata Kulesi’nden Eminönü’ne panoramik bir bakış yapılırsa; Galata Köprüsü’nün Eminönü ayağında Valide Hatice Turhan Sultan Camisi, sağ tarafta bütün görkemiyle Süleymaniye Camisi ve sol tarafta da anıtsal Sirkeci Garı yer aldığı görülecektir. Özellikle camiler İstanbul siluetini oluştururlar ki bu siluet aynı zamanda İstanbul’un markasıdır.
Meydanı süsleyen ve bu kadar çekici hale getiren de kuşkusuz Yeni Cami olarak bildiğimiz Valide Hatice Turhan Sultan Camisi’dir. Valide Turhan Sultan Külliyesi’nin en önemli yapısıydı.
Valide Turhan Sultan Külliyesi olarak adlandırılabilecek külliye içinde Cami, Hünkâr Kasrı, Mısır Çarşısı ve Medrese bulunmaktaydı.
Külliye kısmen ortadan kalkmışsa da büyük çoğunluğu ile ayakta duruyor. Yeni Cami’nin temeli 1597 yılında III. Murat’ın eşi Safiye Sultan adına, Mimar Sinan’ın kalfalarından biri olan saray mimarı Davut Ağa tarafından atıldı.
Ne var ki temeli atılan cami deniz kenarındaydı. Temelde önemli miktarda su çıkmıştı ve zeminin sağlamlaştırılması gerekiyordu. Çıkan su tulumbalarla tahliye edilip, kazıklar çakıldı. Oldukça büyük harcamalar sonrasında taş temel bu günkü seviyesine kadar çıkarıldı ve temelin oturması için inşaata ara verildi.
Temelin oturması beklenenden çok uzun sürdü. Mimarı Davud Ağa ölünce yerine Dalgıç Mehmet Ağa tayin edildiyse de 1603’te Safiye Sultan da rahmetli olunca inşaat yine yarıda kaldı.
Temel yükseltisinin çevresinde zamanla yeniden yerleşimler arttı, bölge eski bir Yahudi yerleşimi olduğu için Yahudi ağırlıklı bir nüfus Bahçekapı’da yeniden yoğunlaştı.
Evliya Çelebi’ye göre “On Mısır hazinesi” geliri kadar harcama ile atılan temelin kalıntısı, o günlerde halktan toplanan vergiler nedeniyle, “Zulmiyye” diye anılmaya başlamıştı.
Aradan yarım asır geçmişti. 1660 yılında İstanbul, o güne kadar yaşadığı sayısız yangın afetlerinin en şiddetlisi ile karşılaşmış ve mahvolmuştu. Temelin çevresindeki Yahudi yerleşimleri de yangından paylarına düşeni almışlardı.
Yeni Padişah IV. Mehmed yangın tarihinde 8 yaşındaydı, 2 yıl önce zorunlu olarak tahta geçmişti. Annesi Hatice Turhan Sultan onun adına ülkeyi yönetmekteydi.
Yangın yerini gezen Valide Turhan Sultan küller arasındaki cami temelini görünce çok üzülmüş, yangın sonrası oluşan tepkileri de ortadan kaldırmak için kendi servetinden 40 bin altın vererek çalışmaları yeniden başlatmıştı. 66 yıl sonra, 1663’te cami ibadete açılabilmişti.
Külliye içindeki Valide Turhan Sultan Türbesi, İstanbul’daki en büyük sultan türbelerinden biridir. Çevresinde beş Osmanlı padişahının mezarı bulunur.
Osmanlı hanedanından birçok kişinin mezarı da bu bölgededir. 47 penceresi olan Türbede; Hatice Turhan Sultan, II. Mustafa, I. Mahmut, III. Ahmet ve IV Mehmet’in sandukaları bulunur. Ayrıca türbe içinde çok sayıda şehzade ve sultanın da mezarı vardır.
Külliye’nin en güzel manzarasına sahip, Valide Turhan Sultan için yaptırılan, Hünkâr Kasrı’na Yeni Cami’nin kıble duvarının arkasındaki yokuştan çıkılır. Osmanlı klasik mimarisinin tüm güzelliğini yakalayan yapı; iki büyük oda, bir eyvan ve bir helâdan müteşekkildir.